Farkındalık ayı olarak bilinen nisan ayı, ‘Otizm Spectrum Bozukluğu’ tanısına dikkat çekmektedir. 2008 yılından itibaren Birleşmiş Milletlerin aldığı karar ile birlikte tüm dünyada 2 Nisan ‘Dünya Otizm Günü’ olarak kabul edilmektedir. 2 Nisan itibari ile toplumun otizm konusuna farkındalık kazanmasını ve erken teşhisin önemini vurgulamak amacı ile çeşitli aktiviteler düzenleyerek bilgilendirmeler yapılması hedeflenmektedir.
Otizm, bu alanda yapılmış olan pek çok araştırmaya karşın henüz sebebi tam olarak bilinmeyen nörogelişimsel bir bozukluktur. Hafif, orta ve ağır olarak tanımlanan otizmin tanısı klinik değerlendirme sonrası çocuk psikiyatristi tarafından konulur. Genellikle sosyal ve duygusal alanda bazı sorunlar ve sözel becerilerde kısıtlılıklar gözlemlenmektedir. Bulgular yaşa göre değişiklik gösterebilmektedir. Ancak, en sık görülen bazı durumlardan bahsetmek gerekirse, gelişimsel basamağın önemli adımlarından biri olan göz teması kurmak; Otizm Spektrum Bozukluğuna sahip olan çocuklarda göz teması çok azdır ya da hiç göz teması kurmayabilirler. Boşluğa bakarmış gibi dalıp giden bakışları gözlemlenebilir. Gülümsediğinizde size hiçbir şekilde karşılık vermeyebilir, ilgilenmeyebilir, odağını başka yöne çevirebilir. Anne veya babası ya da bir başka tanıdığı olmadığı, yalnız kaldığı ortamlarda kişi veya kişilere karşı korku, endişe duymazlar. Duygusal olarak kısıtlılık hissederler.
Otizm Spektrum Bozukluğuna sahip olan çocuğunuza ismi ile seslendiğinizde size bakmayabilir ya da hiç tepki vermeyebilir. Otizmli çocuklarda bu gelişim basamağında aksaklıklar meydana gelebilir. Ancak, işitme kaybı ile ilgili bir sorunu olup olmadığına dair soru işareti ise, psikiyatristin ilgili uzmana yönlendirmesi son bulur. Gelişimsel basamaklardan biri olan çocuğunuzun istediği bir şeyi işaret parmağı ile göstermesi, otizmli çocuklarda gelişmeyebilir. Çocuğunuz sizin dikkatinizi çekmek amacı ile, sizin o tarafa bakmanızı sağlayacak şekilde ilgi ve odağınızı çekerek, istediğini size gösterebilir. Sosyal ortamda gördüğü şeyin sizin de görmenizi istemiş olabilir ancak otizmli çocuklarda bu durum gerçekleşmez. İşaret parmağını kullanmak yerine, tüm elini kullanarak anne ve babasına isteklerini belirtebilir.
Otizm de çok sık duyduğumuz tekrarlayıcı davranışlar ise; çocuğunuzun kendi çevresinde dönmesi, eşyaları döndürmesi (oyuncak araba tekerliğini döndürmek), dönen eşyalara karşı ilgi göstermesi (çamaşır makinesini seyretmesi), kollarını sanki heyecanlanmışçasına kanat çırpar gibi çırpması, parmak ucunda yürümesi ve öne ve arkaya doğru sallanmasıdır. Otizmli çocuklar, bir oyuncağa, bir markaya, bir dergiye, bir bayrağa, bir plakaya farklı konulara aşırı ilgi gösterebilirler. Bu aşırı ilgileri, sosyal ortamlardaki iletişimlerini kısıtlamaktadır.
Otizmli çocuğa sahip olan ailelerin yapacakları konusunda onlara destek olmak, onları ilgili alanlara/kuruluşlara (Özel Eğitim ve Rehabilitasyon Merkezleri) yönlendirme yapmak çok önemlidir. Çocuk psikiyatristinin klinik değerlendirmesi sonucunda, engelli sağlık kurulu raporunun alınması ile birlikte tanı koyulur. Otizmde erken tanı çok önemlidir. Anne-baba olarak çocuğunuzda gözlemlediğiniz herhangi bir farklılığın sonucunda hiç vakit kaybetmeden bir çocuk psikiyatristine başvurmak en sağlıklı ve güvenilir yöntem olacaktır. Erken tanı ile birlikte erkenden özel eğitime başlanması, çocuğunuzda tam olarak yerleşmemiş olan otizm belirtilerini, gelişimini destekleyerek gelişim düzeyine uygun becerilere kavuşmasını amaçlamak, yaşıtları ile gelişim farklılıklarını en az düzeye indirgemek için önemli bir adımdır.
Bunlar dışında bizler yetişkin olarak; parkta, sokakta otizmli çocuklara tuhaf bakışlar atmayarak, ailelerine çok detaylı, gereksiz, onları üzebilecek sorular sormayarak hem diğer bireylere hem de çocuklarımıza örnek olabiliriz.
Unutmayalım ki; Otizme destek için kabul edilen bugün, tek bir gün ve tek bir ay değildir! Her günümüzü bu durumun farkındalığını bilerek yaşamak dileğiyle…
Uzman Klinik Psikolog Büşra Ketancı
Mediworld Tıp Merkezi / www.mediworld.com.tr
