İŞ HAYATINDA TÜKENMİŞLİK SENDROMU , BÜŞRA KETANCI YAZDI…

featured
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

   Günümüz toplumunda stresli yaşamın etkisi ile görülme sıklığı giderek artan tükenmişlik sendromu, kişiler tarafından önemsenmesi ve uzmanlar tarafından muhakkak tedavi edilmesi gereken bir durumdur. Çalışmanın ne kadar erdemli bir davranış olduğunu gerek atasözlerinden gerekse çevremizdeki insanlardan sıkça duymaktayız. Ancak, yapılan araştırmalara göre, işiniz ne olursa olsun, hangi meslek kolundan olursanız olun, işinizi sevseniz dahi tükenmişlik sendromu ile karşı karşıya kalabileceğinizi göstermektedir.

Tükenmişlik Sendromu Belirtileri Nelerdir?

  Yaptığınız iş yükü ile ilişki olmayarak kendinizi fiziksel veya zihinsel olarak yorgun hissediyorsanız, işe gitmek için motivasyonunuz her geçen gün daha da azalıyorsa, yaptığınız ve tamamladığınız işler artık size eskisi kadar önemli gelmiyorsa ve hatta yaptığınız şeyler sizi hayal kırıklığına uğratıyorsa, başladığınız işi bitirmekte zorlanıyorsanız, işten soğuduğunuzu hissediyorsanız, çalışırken hata üstüne hata yapmaya başladıysanız tükenmişlik sendromundan bahsetmek mümkündür. Bu belirtilere ek olarak; unutkanlık, dalgınlık, dikkat dağınıklığı, sürekli yorgun ve bitkin hissetme, uyku problemleri, bedenin belirli bölgelerinde kas ağrıları gözlemlenebilmektedir. Ancak bu belirtiler haricinde kişiye özgü semptomların oluşması mümkündür.

Tükenmişlik Sendromu Nasıl Kendini Belli Eder?

    İşe başlarken herkesin kendine göre bir beklentisi, arzusu ve yapmak istediği şeylere karşı bir enerjisi vardır. Belli bir süreç içerisinde kişi bu beklentisi gerçekleştirmek, arzu ve isteklerini yerine getirmek için var gücü ile çalışır. Bir süre sonra yaptığı işte emeğinin karşılığını alamaması, karşılaştığı bazı güçlükler karşısında hayal kırıklığına uğraması ile birlikte arzu ve isteklerinde azalma başlar. İş hayatında duygusal olarak doyuma ulaşamayan kişi, bulunduğu süreci sorgulamaya başlar. Bu süreçte kişiler birçok farklı tepki gösterebilirler. Kimisi farklı arayışlara yönelerek iş değiştirmeye doğru adım atabilir. Kimisi ise bulunduğu süreç içerisinde kalarak, sistem ile mücadele etmeye ve sistemi ve insanları değiştirmeye çalışır. Değiştirmeye çalışırken istediği döngüye giremediğini fark ettiğinde ise kişi kendini tekrardan tükenmişliğe ve bıkkınlığa iter. Bu durumda kişinin başarısızlık ve umutsuzluk üzerine olan inançlarını tetikler. Tam tersi şekilde, sistem içerisinde kalmaya devam ederken, sistemi değiştirmeye çalışmadan kabul eden, mutsuz ve isteksiz bir şekilde çalışmasını sürdürmeye devam eden kişi ise kendini mücadeleden çeker ve tamamen tükenmiş hissedebilir. Kişi kendini yetersiz görmeye başlayarak, bir şeyleri başarabildiğine dair inancı azalır ve kendini başarısız olarak tanımlar. Bu başarısızlık duygusu ve düşüncesi, kişiyi tekrardan tükenmişliğe iter.

Tükenmişlik Sendromu Hangi Durumlar ile İlgilidir?

   Tükenmişlik sendromu, kişilik özellikleri ile ilişkilidir. İşe başlarken çok heyecanlı ve istekli olan insanlarda görülme sıklığı daha fazla olduğu belirtilmektedir. Kendi iş tanımının sınırlarını belirleyemeyen, verilen her işin üstesinden en iyi şekilde gelmeye çalışan, iş konusunda gereğinden fazla fedakarlık yapan, istemediği durumlara karşı ‘hayır’ demekte zorlanan, mükemmeliyetçi bir kişiliğe sahip olan insanlarda daha çabuk tükenmişlik hissi meydana gelmektedir. Bir taraftan kendi beklentilerini karşılamaya çalışan diğer taraftan ise başka insanların beklentilerini karşılamayan çalışan kişi, her iki beklentiye de cevap vermekte zorlandığı zamanlarda umutsuzluğa kapılır ve moral bozukluğu yaşar. Bu duruma bağlı olarak kişi kendini suçlama davranışına eğilim gösterebilir. Tüm bu bahsedilen durumlar sonucunda iş yaşamı ile birlikte, kişinin aile ve sosyal yaşamında da eş zamanlı olarak meydana gelen sıkıntılar tükenmişlik sendromunun şiddetini ve sıklığını arttırabilir.

Tükenmişlik Sendromu Karşısında Neler Yapılabilir?

   Tükenmişlik sendromu, başlangıçta kişinin alacağı küçük önlemler ile kendi kendine iyileşebilen bir durum olarak ortaya çıkabilir. Kendine zaman ayırmak, dinlenmek için kendine küçük molalar vermek önemlidir. Müzik dinlemek, egzersiz yapmak, yürüyüş yapmak gibi sevdiğiniz aktiviteleri gerçekleştirmeye yönelik zaman planlaması yapmak kişiyi rahatlatabilir. Kişinin sevdiği insanlarla vakit geçirmesi iyi gelebilir. En önemli nokta ise, kişinin iş dışında, iş ile ilgili bağlantılardan uzak kalmasıdır. İş konuşmalarından, iş maillerinden ve telefon görüşmelerinden uzaklaşmak tükenmişlik ile aranıza mesafe koyacaktır. Diğer bir önemli nokta ise, uyku düzenidir. Yeterli ve düzenli uyku, gün içerisinde ki verimliliği artırır. İş hayatında ise, bir düzen kurmak, plan yapmak iş yükünüzü ve sorumluluklarınızı gözden geçirmek için iyi bir fırsat olabilir. Eğer tüm bu bahsi geçen bireysel önlemleri yapmakta dahi zorlanıyor iseniz, kendinizi kaygılı, üzgün ve depresif bir ruh hali içerisinde hissediyorsanız profesyonel bir destek almanın zamanı gelmiş olabileceğine dair alarm çalıyor demektir. O halde, uzman bir klinik psikoloğa ya da psikiyatriste başvurmaktan, yardım almaktan çekinmeyiniz lütfen.

                                                 Uzman Klinik Psikolog Büşra Ketancı

                                                 www.busraketanci.com

                                               Mediworld Tıp Merkezi / www.mediworld.com.tr

busra ketanci

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir